15 Temmuz’da Direnişte Olan ODTÜ Mezunlarımızın Paylaşımları
(ODTÜ mezunları olarak paylaşmak istediğiniz 15 Temmuz anınızı bize yazın, burada paylaşalım: Email: [email protected])
Ebubekir DEMİRCAN, Fizik 1987, (Gazi)
1962 yılında Konya’nın Kadınhanı ilçesine bağlı 15 haneli Bakırpınar köyünde doğdum ilköğrenimimi Bu köye 3 km mesafede ve aynı isimle anılan Sarayönü Bakırpınar köyünde bitirdikten sonra Sarayönü ilçesi İmam Hatip Lisesi’nde okudum. 1981-1987 yıllarında Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik bölümündeki eğitimden sonra 92 yılına kadar ticaretle uğraştım. 1992 yılından günümüze kadar da İstanbul merkezli bir firmanın Ankara temsilciliğinin yapmaktayım.
15 Temmuz 2016 gecesi oğlum ve birlikte Saat 24 sıralarında AK Parti Genel Merkezi önünde gitmek üzere evden ayrıldık ancak TOBB Üniversitesi’nin önüne geldiğimizde Cumhurbaşkanlığı külliyesinin bir helikopter tarafından bombalandığını fark ettik.Bu durumu görünce AK Parti Genel Merkezi’nden ziyade Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde bulunmamız gerektiğine karar vererek Rıfat Hisarcıklıoğlu camisinin önüne kadar araçla gittik. Kavşakta Jandarma Genel Komutanlığına ait 5 adet zırhlı bulunmakta idi.Yakında bulunan Beştepe polis karakolunun personeli de caminin duvarlarına mevzi almış durumda idiler. Jandarma komutanlığının önüne Vardığımızda 10 yada 15 Kişi idik. Daha sonra külliyeye yönelmiş olan kalabalık da bu tarafa doğru yönelince askerlerde bir panik hareketlenmesi olduğu ve yukarıya taciz ateşinde bulundular. Ancak daha sonra anladık ki bu taciz Ateşi üzerimizde dolaşmakta olan helikoptere bir işaret imiş külliye duvarından Jandarma Genel Komutanlığı tarafına gelmekte olan halkımızın üzerine yolun aşağısından kalabalığın en sonundan başlamak üzere aşağıdan yukarıya doğru Savaşta bile insanlar üzerinde kullanılması yasak olan 20 kalibrelik makinalı ile tarayarak Bizim bulunduğumuz yere bir bomba attılar. Bu tarama esnasında sivil halktan çeşitli yerlerinden isabet alan 20 kadar vatandaşımız şehit oldu. (Daha sonra şehit yakınlarından edindiğim bilgiye göre yanında yakını bulunmayan şehitlerin naaşları 16 Temmuz sabahı saat 11’e kadar bulundukları yerde kalmış. “Şehit olan ve MTA Genel Müdürlüğünde Çalışan Jeoloji mühendisi Cuma Dağ arkadaşımızın esi Rukiye Hanım Anlattı”) Atılan Bombanın etrafa dağıttığı şarapnel parçaları başıma ve sağ bacağıma isabet etti başıma aldığım darbe ile anlık bayılma sonrası ayıldığımda oğlum Ekrem tarafından şahadet telkini yaptığını işittim ayıldığımı anlayınca ayağa kalktı ve hışımla askerler üzerine bağırdı o anda onu da bir astsubay bacağından vurdu. Takdiri ilahi o ki oğlumun sırtındaki çantası her ikimizin de hayatta kalmasını sağladı. Hamdolsun ülkemiz çabuk toparlandı ve bu vatan hainlerine gerekli cezayı vererek gelecek nesillere daha ferah ve yaşanılabilir bir ülke bırakacağız.
Zekiye DEMİR, Kamu Yönetimi 1991
O akşam kızlarımla eve biraz geç gelmiştik. Eşimle oğlum henüz eve gelmemişlerdi. Sonra kızım dubleks evin merdivenlerinde düşercesine ve bir yandan da “anne darbe olmuş” diye bağırarak öyle oturma odasına koşarak geldi. Henüz televizyonu açmamıştık. Bir taraftan kızımı yatıştırıyordum, kızım arkadaşların seni keklemişlerdir diyerek bir taraftan da televizyonu açtım. Beynimden vurulmuşa döndüm, TV kanalları hep darbeden söz ediyorlardı. Olmaz böyle bir şey; darbe için bir sebep yok, ekonomi yolunda, iç çatışma yok. Bu başka bir şey olmalıydı. Köprüyü tutanlar bir ihbar almış olmalılardı, alçaktan uçan uçaklar 30 Ağustosa hazırlık uçuşları yapıyorlardır…. Vs. vs. yani kendimce darbe olamayacağı olmaması için gerekçeler sıralıyordum. Bir taraftan da oğluma ve eşime ulaşmaya çalışıyordum. Sonra işin rengi belli oldu. Malum yapı yani FETÖ örgütü sonunda bu ülkeye bu kötülüğü de, bu hainliği de yapmışlardı. Bu arada oğlum geldi. Olanları o da öğrenmişti. “Anne bu zilletle yaşamaktansa ölelim. Yapacağımız bir şey varsa yapalım” diyordu. Bu arada eşime de ulaştık. O kendi görev yaptığı kurumda kalacaktı, ayrıca cumhurbaşkanım da meydanları hedef göstermişti.
Çocuklarımla abdestimizi ve kimlik kartlarımızı aldık. Birkaç arkadaşı aradım benle meydanlara giden var mı diye. Gelenler nereye gideceğiz dediler aklıma ilk önce Külliye geldi orayı dedim. Yenimahalle tarafından külliyeye gittik ve orada zerre kadar yorgunluk, uykusuzluk hissetmeden sabahladık. O gece korku yoktu. O gece korkuyu vatan millet sevgisi öldürmüştü. O gece mucizelere yaşandı. O gece açıkça Allah’ın eli bu milletin üzerindeydi ve insanlara ebabil kuşları misali korkusuzluğu göndermişti. O gece bütün farklılıklar vatan millet aşkı paydasında birleşmişti. O gece yani 15 Temmuz milletin zaferiydi.